Müzik kültüründe ki en son buluşlardan biri 1960 larda ilk elektronik klavyenin doğuşuyla hayat buldu. Borulu elektronik enstrümanlar bunlar içinde ilk önce belirip, yaygın olarak kullanılmaya başlandı.(Voxes, Hammonds, Farsifas) Bunları elektrikle amplifike edilmiş piyanolar izledi (Wurlitzer, Fender Rhodes, Clavinet) ve tabii ki Melllotron ( öncü deneme cihazlarından biri) Beatles (in the ""Strawberry Fields Forever"" intro), King Crimson, and Moody Blues gibi gruplar tarafından bunların içinde en sık kullanılanıydı. Elektronik olarak üretilmiş müzik, sound olarak ötekilerden ayırdedilebilmesine rağmen tam olarak ‘electronica’ olarak tanımlanamıyordu. Akustik, elektronik ve bas gitarla birlikte canlı davulun da yapılan müziklerde baskın öğeler olması bu müziğin Elektro Akustik müzik olarak sınıflandırılmasına sebep oldu.
İlk elektronik ve elektro akustik müziğin öncülerinden biri Jean Michel Jarre idi. Jarre 1968 de, Paris te ki GRM Müzik Araştırma Grubuna katılarak elektro-klasik müziği incelemeye başladı. 1971 de bestelediği bale ,Opera De Paris te sahnelendi. Bu elektro-akustik müziğin halkla ilk buluşmasıydı. Jarre daha sonra çıkardığı diğer bir başarılı albüm ve bestelediği film müziklerinden sonra Paris te inanılmaz bir performans sergiledi. Bu çok özel şovu yaklaşık bir milyon kişi izledi ve Jarre lazerler,animasyonlu ışıklandırmalar ve dev bir ses sistemiyle bu şovu görsel bir şölene çevirdi. Jarre nin kulladığı bu elementler daha sonra günümüz rave partilerinin, pop konserlerinin ve nihayetinde house kültürünün vazgeçilmez birer parçası haline geldiler.
1964 te Robert Moog ilk analog sentezleyicilerden birini piyasalara sürdü-The Moog Synth. Bu buluş teknolojiyi daha kolay kullanılabilir , kitlelere ulaşabilir hale getirdi ve 70 lerin sonunda, 80 lerin başında yeni bir müzik soundu olan ‘electronica’ yı doğurdu.
Electronica, elektronik enstrümanlar kullanılarak yaratılan ve elekronik soundun baskın olduğu bir müzik türü olarak tanımlanabilir. Aynı zamanda yapısındaki melodik, harmonik dans ritimleri ve bas çizgileriyle de karakterize edilebilir. Electronica tutkunları bile Progressive, Synthpop, Techno, House, Acid Jazz / Fusion, Trance, Drum and Bass, Jungle, Industrial, Dance gibi tarz ayrımlarını yapmakta çoğu zaman zorlanırlar. Bunun sebebi her müzisyenin ciddilik, derinlik, liriksel ya da enstrümantal içerik gibi kıstaslara dayanarak kendine has bir tarz ortaya çıkarmasıdır.
The Human League, Depeche Mode, Eurythmics, Pet Shop Boys, Alphaville, Erasure, ve Duran Duran ve de bu tarzda ki diğer bir çok ünlü grup ve sanatçıyı, synthpop( sentez-pop) un yada daha bilindik adıyla New Wave in adı altında anmak mümkün. Synthpop genellikle güçlü lirik ve melodik/harmonik yapıda bir müzik türü olarak bilinir. İlgi şarkıcının üzerindedir ve şarkıcı grubun ve şarkıların içeriğini yansıtacak imajı sunar. Şarkı sözleri genellikle hafiftir, derinlere inmez buna rağmen zaman zaman çok duygusal,ciddi, karanlık hatta politik temaları olabilir.
Techno enstümantel bir müzik dalıdır ama bazen filmlerden, televizyondan,radyodan ya da diğer sanatçıların çalışmalarından lirikler alınarak, vokallerle zenginleştirilir. 808 State, Fluke, Orbital, Crystal Method, ve Chemical Brothers techno katagorisi altına düşen gruplar arasında yer almaktadır. Synthpop ve Techno nun Avrupa da doğmuş müzik türleri olduğu düşünülmektedir. İlk köklerinin Germany's Kraftwerk isimli elekronik tarzda bir grup tarafından atılıp, Parliament Funkadelic, Inner City, ve Grandmaster Flash gibi Amerikalı sanatçıların rehberliğinde Hip-hop ve Rap tarzının ilk kalıntılarıyla birlikte geliştirilerek bugüne getirildiği düşünülür.